Erna Hardy, yıkılmış asil bir ailenin kızı ve Lenchen yüksek sosyetesinin elitleri içinde sudan çıkmış bir balık. Ama bu saf kişi, resmi çıkışı Prens Björn Dniester, namıdiğer “Kraliyetin Zehirli Mantarı”, tarafından yarıda kesilince büyük ses getirir. Erna aniden herkesin ağzına sakız olur ve Prens Björn genç, leydiyle flört etmenin canı yanan eski karısının ısrarlı barışma girişimlerinden kurtulmaya yardım edeceğine karar verir. Erna farkında olmadan kendini prensin iğrenç oyununda bir piyon olarak bulduğunda prensin böyle sağlam bir unvanı nasıl kazandığını fark eder. Ve Erna, onun kraliyet karmaşasından uzak durmak için elinden gelenin en iyisini yapmasına rağmen masum bir hata onu sonsuza dek prense borçlu bırakır. Şimdi borcunu ödemeye çalışırken onun insafına kalmış durumda. Ama bu kraliyet mantarı gerçekten herkesin söylediği kadar ölümcül mü?

[Shin Youngwoo (Kullanıcı Adı: Grid)] Ne dünyanin en büyük sanal gerçeklik oyunu ‘Tatmin’de, ne de gerçek hayatta talihsizlik onun yakasını bırakmadı… ta ki ‘Pagma’nın Nadide Kitabı’nı bulana dek… +2 milyar oyuncunun arasındaki en güçlü, efsanevi sınıfa dönüşmenin hikayesi başlar. “Nasıl hâlâ hayattasın…?!” “Şey, o kadar özel bir şey değil…” “Yalnızca tamteçhizattım.” Not: Serinin novelini okumak için NovelGunleri.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bir hikaye ”Sonsuza kadar mutlu yaşadılar…” diye bittikten sonra ne oluyor? Hestia en sevdiği novele bir figüran olarak girdikten sonra, yan safhalardan mutluca hayranlığını yapıyor. Hikaye bittikten sonra evine döneceğini düşünen Hestia, onu bekleyen tek şeyin favori karakterinin ölümü olduğunu öğreniyor. Büyülü bir şekilde hikayenin bittiği güne dönen Hestia, yan safhalardan izlemeyi bırakmaya ve terk edilmiş aşkını kurtarmaya karar veriyor!

Tanrıların lahitleri dünya çapında belirmeye başladılar. Bu lahitler içindeki antik kalıntılar sayesinde, çoğu kullanıcı efsanevi güçlere erişti, şanssız olanlar ise bu kullanıcılara köle oldular. Fakat bir lahit akıncısı, bu kalıntıları yağmalamak amacıyla ortaya çıktı: bir mezar bozguncu kral… “Lanet olsun! Şu şerefsiz burayı da mı çoktan yağmalamış?!” Senin malın benim malım. Benim malım ise kesinlikle benim malım. Bu, tüm lahit ve kalıntıları toplamak için her şeyi yapabilecek olan bir lahit akıncısının hikâyesi!

[Yalnız yükseliş, Bilge Okuyucunun Bakış Açısı ve daha nicelerini sunan Redice Stüdyosundan…]
Han Jae Woo dünya çapında üne sahip “İnsanlığın Kurtarıcısı” oyununda ter döken birisidir. Bir zamanlar sıkı bir oyuncu olsa da şimdilerde küçücük odasına boğazına kadar borca batmış bir halde yaşamaktadır. Uzun zamandır beklediği İblis Lordu ile kapışması beklenmedik bir yenilgiyle sonuçlanır. Alacaklıların kapısına dayanması an meselesidir… ve ondan geriye sadece çaresizlik ve inatçı bir kararlılık kalmıştır. İşte tam da o sırada, oyunun yöneticisi Aquila, ona bir teklif sunar: “Bu oyunun gerçek mutlu sonunu… görmek istemez misin?” İşin ucunda 25 dolarlık bir ödül ve sonunda ortaya çıkan gerçek son olunca, bu teklifi kabul eder. Ancak bir sorun vardır:
Tüm yetenekleri en alt seviyeye düşürülmüş bir halde oyuna başlamak zorundadır.
“ ’Gerçekçiliğin’ gözümü yaşarttı Aquilla… Neyse ne. Bu lanet oyunu bitireceğim!”

Kim Gigyu, 18 yaşında bir oyuncu olarak uyandı. ‘Kule’yi tırmanıp ‘geçitleri’ kapatırken hayatının başarıya ulaşacağını düşünmüştü… Ancak öğreticiyi geçtikten sonra bile 1 seviyeydi. Her gün bir goblin öldürdü ve hâlâ 1 seviyeydi. 5 yıl sonra bile 1 seviyeydi. “Böyle bir oyuncunun olabileceğini kim düşünürdü ki?” Kimsenin hiçbir fikri yoktu.

Bir zamanlar, imparatorluğun yedinci prensesi Evienrose öldü.
Hatırladığı son şey imparatorluk ailesinin, isyan eden köleler olan Homunculuslar tarafından yok edilmesi ve asilerin tarafına geçen kız kardeşinin, onu korkunç idamından kurtarmak için zehirlemesiydi. Ancak gözlerini tekrar açtığı zaman;
“Ben…Ben ölmedim.”
Acımasız kız kardeşi Bridgette’ın bir sonraki imparator olarak seçilmesinden önceki bir zamana sekiz yıl öncesine geri döndüğünü fark eder.
“Sana ihtiyacım var, Micheal. Çok fazla.”
Evienrose ona sahip olup imparatorluk ailesini koruyabilecek mi?

Jiwoon, Jaei’ye gizlice aşık olmuştur. Jaei’nin ona itiraf edeceğini sanmıştır ancak Jaei’nin aşık olduğu kişinin başka biri olduğunu öğrenince yıkılır. Karşılıksız aşkının boşa gittiğini hisseder. Aynı zamanda Jaei’nin onun karşılıksız aşkının, korkutucu arkadaşı Seohyun olduğunu zannettiğini fark eder.
Jaei’nin onu, kendinin uzun boylu, iri yarı arkadaşlarından biri olan, tam anlamıyla “erkek olan arkadaşı” Seohyun ile birleştirme girişimleri karşısında sarsılır. Şimdi, Jiwoon, karşılıksız aşkın hüsranından daha büyük bir sorunla, yakınlaşmayı hiç hayal etmediği erkek arkadaşıyla uğraşmak zorundadır.